ma'rûz, ma'rûze ~ معروض ، معروضه ::: (a. i. c. : ma'rûzât) : 1) arzolunmuş, arzolunan. 2) bir şeyin karşısında, te'sîr altında bulunan. 3) serilmiş, yayılmış. 4) verilmiş, sunulmuş. 5) söylenilmiş, anlatılmış, denilmiş. El-ma'rûz : akrandan akrana yayılabilecek olan şey. Evrâk-ı mâ'-rûza : sunulan kâğıtlar. Hedâyâ-yi ma'rûza : sunulan armağanlar.
ma'rûz-ı bendegânemdir ::: büyük bir makama yazılan dilekçelerin başına konurdu; ben kulunuzun dileğidir.
ma'rûz-ı bendeleridir ::: ulemânın dışında bulunanlar tarafından şeyhislâmlıkta bulunmuş olanlara hitaben yazılan kâğıtlarda resmî elkap olarak kullanılan bîr tâbir, [ulemâ tarafından bunun yerine "mâ'rûz-ı dâîleridir" denilirdi]
ma'rûz-ı bende-i dîrîneleridir ::: ulemânın dışında bulunanlar tarafından şeyhislâma hitaben yazılan kâğıtlarda resmî elkap olarak kullanılan bir tâbir.
ma'rûz-ı çâker-i kemîneleridir ::: hiç bir değeri olmıyan ben kulunuzun dileğidir.
ma'rûz-ı dâî-i dîrîneleridir ::: ulemâ tarafından şeyhislâma hitaben yazılan kâğıtlarda resmî elkap olarak kullanılır bir tâbir olup "ben eski [sâdık, yakın] duacınızın dileğidir" anlamındadır.
ma'rûz-ı dâî-i kemîneleridir ::: ulemâ tarafından sadrâzama hitaben yazılan kâğıtlarda resmî elkap olarak kullanılan bir tâbir olup "değersiz duacınızın dileğidir" anlamındadır.
ma'rûı-ı dâiyânemdir ::: ben duacınızın dileğim-dir.
---
ma'rûz, ma'rûze ne demektir? anlamı nedir? ma'rûz, ma'rûze osmanlıca yazılışı,ma'rûz, ma'rûze arapca nasil yazilir