çerâm, çerâmîne ~ چرم شير ::: (f. i.) : otlak.
çerâ-zâr ::: (f. b. i.) : çayır, otlak.
çerb ::: (f. s.) : 1) semiz, yağlı. 2) uygun. 3) fazla ve üstün olma.
çerb ü huşk ::: semiz ile kuru; zengin ile fakir.
çerb-ihûr ::: (f. b. i.) : 1) yemi bol olan ahır. 2) nîmet ve bolluk içinde yaşı-yan kimse.
çerb-dest ::: (f. b. s.) : eline çabuk; eli işe yatkın.
çerb-gû ::: (f. b. s.) : (bkz. : çerb-güftâr, çerb-zebân).
çerb-güftâr ::: (f. b. s.) : çerb-zebân).
çerbî ::: (f. i.) : yumuşaklık, tatlılık.
çerb-pehlû ::: (f. s.) : semiz, yağlı, gövdeli.
çerb-zebân ::: (f. b. s.) : 1) tatlı ve güze] sözlerle halkı kendine çeken kimse. 2) yaltakçı, hîlekâr. (bkz. : çerb-gû, çerb-güftâr).
Çerde ::: (f. i.) : renk, yağız. Siyeh-çerde : kara yağız.
çerende ::: (f. i.) : otlayıcı, otlıyan.
çeres ::: (f. i.) : 1) zindan, hapis. 2) işkence. 3) üzüm teknesi. 4) otlak. 5) dilencilerin dilenerekbiriktirdiklerişey.
çeres-dân ::: (f. b. i.) : fukara torbası.
çerge ::: (f. i.) : sürek avı.
çerh ::: (f. i.) : (bkz. : çarh).
çerkeşiyye ::: (f. i.) : Halvetiyye tarikatının ayrıca tâiî şubeleri de meydana gelmiş olan Nasûhiyye şubesinin ikinci derecedekilerden birinin adı. [kurucusu : Çerkeşli şeyh Hacı Mustafa Efen-di'dir].
çerm ::: (f. i.) : insan ve hayvan derisi.
çerm-şîr ::: (f. i.) : kamçı, (bkz. : tâziyâne).
---
çerâm, çerâmîne ne demektir? anlamı nedir? çerâm, çerâmîne osmanlıca yazılışı,çerâm, çerâmîne arapca nasil yazilir